İskoçya Günlükleri -EDINBURGH-

Yağmur yağacak, gri bulutlar eşliğinde tatsız bir seyahat olacak diye düşündüğümüz yolculuğumuz İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan başladı. Türk Hava Yolları'nın direkt uçuşuyla Edinburgh'a olan 4 saatlik uçuşumuz son derece konforlu bir şekilde geçti.
Birleşik Krallık vizemizle İskoç gümrük polisinin önüne geldik. Gezdiğim, gördüğüm ülkeler arasındaki en güleryüzlü polis memuru, bundan 25 yıl önce balayını Türkiye'de geçirmiş ve espriler eşliğinde pasaportumuza damgayı basıp yolladı bizi. Bu yazının konusu değil ama İskoçya'dan Kuzey İrlanda'ya oradan da İrlanda Cumhuriyeti'ne olan yolculuğumuzda İstanbul'a kadar kimse pasaport ve vize sormadı.

Edinburgh Havalimanı'ndan şehir merkezine olan yolculuğumuzu kişi başı 4 pound vererek otobüsle 20 dakikada tamamladık ve otelimize attık kendimizi. Otelimiz, otellerin pahalı olduğu bu bölgede orta-yüksek fiyat seviyesinde ve şehir merkezindeydi. Kısa bir dinlenme ve Edinburgh sokakları.

Bana kalırsa Edinburgh için 5 - 6 saatlik bir zaman dilimine ihtiyacınız var. Rahatlıkla bir günde isterseniz turist otobüsleriyle isterseniz de yürüyerek gezebilirsiniz.

Bizim rotamız şöyleydi;


  • Princess Street Gardens
  • Edinburgh Kalesi 
  • Royal Mile
  • Calton Hill
  • Nelson Monument 


Princess Street Gardens

Yemyeşil ve kocaman bir bahçe, çimlerin üstünde oturan onlarca insan ve güneşli hava bizi bekliyordu. 
Beklentimiz yağmur yağmasıydı ama güzeller güzeli Edinburgh bir güzellik de bize yaptı ve güneşli bir günün tadını çıkarmamızı sağladı.
Princess Street boyunca boylu boyunca uzanan bahçeden kafanızı yukarı kaldırdığınız zaman muhteşem görüntüsüyle Edinburh Kalesi'ni görüyorsunuz. Bir masaldasınız ve o dünyadan gerçeklere dönmek istemiyorsunuz. Oturun bir banka ya da çimlerin üstüne keyfini çıkarın atmosferin, biz öyle yaptık en azından :)





Edinburgh Kalesi

Tepeler şehri Edinburgh'un hatta İskoçların deyimiyle Edinbrah'ın muazzam manzaraya sahip kalesini mutlaka ziyaret etmelisiniz. Kalenin içini gezmek isterseniz saat 17'den önce orada bulunmalısınız çünkü saat 17'de ziyaret bitiyor.

Kaleye çıkarken arkanızda bıraktığınız manzara görülmeye değer. Manzaranın dışında yukarı çıkan yolda harika bahçeleri olan, renkli kapılı İskoç evleri göreceksiniz fotoğraf çekmeyi unutmayın.



Kaleye vardığımızda saati kaçırdığımız için içine giremedik, ama kalenin bir kısmını zaten ücretsiz görebiliyorsunuz, oraları dolaştık. Bu bölgede fotoğraf çekmediğim için, kırpılmış bir fotoğrafı aşağı koydum.


Royal Mile

Kaleden aşağı doğru devam ederseniz bu yol "The Royal Mile" olarak geçiyor. Benim gözümden şehrin en güzel yeri olan bu caddede, alışveriş yapabilirsiniz, cafelerde oturup bir şeyler içebilirsiniz, ünlü iskoç viskilerini tadabilir ve satın alabilirsiniz. Kısaca şehrin keyfini çıkarıp, iyi ki buradayım diyebilirsiniz.






Calton Hill

Yeni şehir tarafından kalbimizin sesini dinleyerek ulaştığımız yer Calton Hill oldu. Adı üstünde tepe olduğu için biraz yokuş tırmanıyorsunuz. Şehrin her yerini görebildiğimiz mükemmel bir yer.

Mutlaka ama mutlaka üstünüze bir şeyler alın, deli bir rüzgar esiyor.




Tepeden arkaya doğru yürüdüğünüzde karşınıza uçsuz bucaksız bir okyanus manzarası çıkacak. Bu manzarayı karşınıza alıp çimlere yayılıp, bira keyfi yapabilirsiniz.






Benim gözümden, İskoçya'nın güzeli Edinburgh böyleydi. Son derece kibar insanları ve muhteşem doğası ayrıca biz ordayken yağmayan yağmuru sebebiyle bir kere daha sevdim seni "Edinbrah" . Belki bir gün yeniden buluşuruz :)


Sevgiyle,

Özge


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İrlanda Günlükleri -DUBLIN-